Ana içeriğe atla

14 Şubat'a Yaklaşırkene:)

Evet 14 Şubat herkesçe bilinen günlerden belki de en popüleri.Şu an itibariyle de hepimize çok yakın bir zaman dilimi.Kimileri haftalar öncesinden planlar yaptı, hediyeler baktı.Kimileri son anlara bırakıp milyonlarca soru işareti arasından fikir netleştirmeye çalışıyor halen.Kimileri de umursamadı bile:)Ama gerçekten sevgililer günü coşkusuna kapılmamak elde değil.İnternet sitelerinde programlar hediye seçenekleri mağaza vitrinlerinde 14 şubat temaları arkadaş sohbetlerinde ''ne alsam ki acaba'' sohbetleri..Bunlarla birlikte de sevgililer gününün çıkışına ilişkin bir sürü şehir efsaneleri duyuyorum.Bu efsanelerden kimisi romantik kimisi de gerçekten enteresan tarzda.Bazıları duygusal bir şekilde çıktığına inanıyor kimisi de bir pazarlama stratejisi olduğuna..Ben biraz araştırma yaptım ve aşağıdaki hikeyenin yada en azından benzer bir şekilde geliştiğinin  doğruluğuna inanmak istedim.

Eveeet kimimiz için önemli kimimiz içinde sıradan bir gün olsa da bana göre değerli bir gün.Çünkü sevgimizi ifade ettiğimiz ender günlerden belkide.O gün biliyoruz ki çoğumuz bir şekilde sevgilerini gösteriyor.O gün belki de yanlız olmadığımızı anlıyoruz.Belki de bu yüzden biraz daha coşkuyla yaşıyoruz sevgimizi...

Fakat bana göre bir sevgi günü.Kutlayacağımız insanın illa karşıt cinsten özel biri olması mı gerekiyor?Bir arkadaşımızla,ailemizden biriyle kutlayamaz mıyız ki bu günü?Ben 14 Şubatı sadece sevgilisi olan insanların günü olarak görmüyorum ve böyle bir kalıba sokmuyorum.  Ya siz?

ŞİMDİDEN HERKESİN 14 ŞUBATINI KUTLUYORUM VE SİZİ BU HİKAYEYLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM:)))










Aziz Valentine'ın öyküsü III. Yüzyıl'dan gelir. O dönemde Roma tahtında İmparator II. Claudius vardı, "Zalim" adıyla tanımlanan Claudius aşırı savaş ve askerlik tutkunuydu, her yetişmiş erkeğin muhakkak asker olmasını istiyor ve kimseye göz açtırmıyordu. Öylesine ileri gitmişti ki, askerliğe engel oluyor düşüncesiyle evlenmeyi dahi yasakladı. Gençler şaşkındı, kimse sevdiği ile beraber olamıyor, Roma kenti sayısı gittikçe artan ve uzak ülkelerde ölen sevgililerinin ardından ağlayan kadınlar ve kızlarla dolmuştu. Kısacası aşk yasaklanmıştı. 
Bu sıralarda İmparator tüm Romalılar'ın 12 tanrıya tapmalarını aksi şekilde davrananların ve özellikle de Hristiyanlar'la ilişkiye girenlerin ölümle cezalandırılacaklarını emretti. 
Bu emre uymayanların arasında Aziz olarak kabul edilen filozof Valentinus'da vardı, gezerek dinsel vaazlar veriyor ve İmparator'un hatalı olduğunu anlatıyordu. 
Sonunda yakalandı ve hapse atıldı. Valentinus'un hapiste olduğu günlerde yaşananlar efsaneye dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır. Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın kızkardeşi Julia'nın gözleri doğuştan görmemektedir, gardiyan Valentinus'un anlattığı İsa ilgili öykülerin arasında körlerin gözlerinin açıldığını öğrenince, kardeşini gizlice Valentinus'un yanına getirir.Julia çok güzel ve zeki bir kızdır. Günlerce beraber olurlar, Valentinus ona Roma tarihini, doğanın yapısını, aritmetiği ve Tanrı'ya yönelmeyi öğretir. Julia, dünyayı Valentinus'un anlattıklarıyla görür, onun bilgeliği ile aydınlanır, güçlenir ve teselli bulur. Bir gün sorar; 


"Valentinus, Tanrı gerçekten dualarımızı duyar mı?" Aziz gülümser; 

"Evet, herbirini." Julia; 

"Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi biliyormusun? Görebilmek için dua ediyorum, senin bana anlattıklarını görmeyi çok istiyorum.", Valentinus; 

"Tanrı bizim için en iyi olanı yapar, yeter ki buna inanalım." Julia, yere diz çöker ve; 

"Böylesine inanmak istiyorum, yardım et." Beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın renkli bir ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır; 

"Valentinus, görüyorum, görüyorum." 

Valentinus duaya devam etmesini söyler.

Ertesi gün Valentinus'un ölüm emri gelir, Aziz Julia'ya son bir not yazar, Tanrı'ya hep yakın olmasını öğütler ve notun altını "Senin Valentine'ından" diye imzalar. 

Mektup, ertesi gün Julia'ya ulaşır, o günün tarihi 14 Şubat 270'dir.

Valentinus, sonradan Papa I. Julius tarafından "Porta Valentini" adı verilen bir kemer kapısının altına gömülür (Şimdi orada yani Roma'da Praxedes Kilisesi vardır.) Julia, mezarın yanına pembe çiçekler açan bir badem ağacı diker. Günümüzde sevginin ve dostluğun simgesinin badem ağacı olması buradan kaynaklanır. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni bir keşif; ETRIEL EAU DE PARFÜM

Herkese merhaba, Bugün İzmir Optimum Outlet'e gittim şu meşhur Gratis indirimi için.Gözüm The Balm'dan başka bir şey görmedi pek ama bu parfüm dikkatimi çekmeyi başardı:) LCW'de ürün değişimi yapacaktım ki kasalarda bu parfüme rastladım.Artık birçok marka kendi kokularını ürettirmeye başladı.(Collezione,Mavi Jeans gibi) Görevli arkadaşımız sağ olsun testerını verdi.Denedikten 5 dk sonra almaya karar verdim. Bu parfümü LCW Anneler Günü için Sardas kozmetiğe ürettirmiş.(Sardas aynı zamanda Gratis ve Collezione için de parfüm yapmakta) Bu parfüm anneler gününden sonra da satışta olacak.Duyduğum kadarıyla farklı kokular gelebilirmiş.   Fotografın kalitesi için üzgünüm malesef teknik sorunlar işte:( Koku içeriğine zor da olsa ulaştım:) Egzotik yeşil elma,yasemin çiçeği,amber,gül yaprakları ve sandal ağacı esanslarından oluşuyor. Ben beğendim neden; 1-Öncelikle yazlık çiçeksi bir kokusu var.Tenimde güzel durduğunu düşünüyorum.Kalıcılığı muazzam değil belki ama id

DENEDIM BİLİYORUM #4# NOTE PATA KREM

Merhabalar, İyi  geçecek  bir haftasonu diliyorum sizlere😇 Bugün uzundur kullandığım  NOTE markasinin pata krem deneyimimiz paylaşmak istiyorum. Ben tesadüfen  bu ürünü denemeden önce pata kremi demode bir makyaj ürünü görmekle birlikte kullanışsiz ürün kategorisine koymuştum.Ayrica hijyenik olmadığı kanısındaydım.😈 Tesadüfen denediğimde çok  beğendim ve kendimle çeliştim:)Adı resimde gördüğünüz  üzere Luminous Silk Cream Powder olarak geçiyor.Bendeki 01 numarasi ki çok acik tenli değilim bu yüzden çok açık tenlilere koyu gelebilir alacaksaniz muhakkak deneyin.Öncelikle kapaticiligi iyi zaten yoğun bir ürün.Karma cildimde ekstra bir yağlanma yapmadı.Çünkü içeriğinde bulunan sedir ağacı yağı sebum dengeleyici görev yapıyormuş Mat bitişli deniyor ama benim o çok sevdiğim aydınlık görünümü verdi.Fakat herhangi parlama sorunu ile karşılaşmadım. Ben süngerle (ekilips)uyguladım ama süngeri islatmadim.her seferinde temiz sünger ile uyguladığımdan hijyen sorunum da olmadi😁A

Dökülen Saçlara Veda!

Herkese merhaba! Bugün saçlarımızla ilgili bir yazı yazmak istedim.Duyduğum yaşadığım sorunlardan en önemlilerinden çünkü.Kadın ya da erkek fark etmiyor bakım saçtan başlıyor bence.Saçların ışıl ışılsa sen de ışıl ışıl oluyorsun. Bütün bir kış boyunca saçımız yıprandı,kurudu ya da formu bozuldu.Yaza girerken herkes yenilenmek ister.Bu yenilik genellikle saç rengimizi değiştirmek ile oluyor.Ve bu renk değiştirmeler ister istemez yıpranmalara neden oluyor tabi. Burda kuaför faktörü de çok önemli fakat bu konu çok derin başka bir yazıya artık:) Ben bu konu ile ilgili biraz araştırma yaptım ve çok işe yarayan iki ürün keşfettim.Yakın çevremde saç dökülmesi sorunu yaşayanlar çoğalınca yeni ürünler denemeye karar verdim.Denedim denettim ve sonuç gerçekten çok başarılı! Öncelikle YVES ROCHER'ın saç dökülmesine karşı sampuanı ve serumu harika sonuçlar yaratıyor! İçeriğini merak edenler için; Organik Beyaz Acı Bakla tohumlarında bulunan zengin protein dolu özler sayesinde saç dipl